“Aile Kurmak Yerine Borçlanmak Zorunda Kalan Gençler Geleceğe Küsüyor”

Tümenci, düğün sezonunun açılmasıyla birlikte gençlerin yaşadığı ekonomik zorlukların daha görünür hâle geldiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Bir gelinliğin ya da damatlığın maliyeti bir emekli maaşı kadar. Sıfırdan bir ev kurmanın bedeli asgari şartlarda 500 bin lirayı geçiyor. Düğün yapabilmek için ise en az 400 bin lira gerekiyor. Toplamda 1 milyon liralık bir yükten bahsediyoruz. Bu tablo gençleri evlenmekten uzaklaştırıyor, hayallerini erteliyor. Hatta çoğu zaman tamamen vazgeçmelerine neden oluyor.”
Cebrail Tümenci, Aile Bakanı’nın “Seviyorsan, git evlen” şeklindeki açıklamasına atıf yaparak, “Sayın Bakan gençlerimizi sevgiyle değil enflasyonla sınandığını görmüyor. Gençlerimiz seviyor ama evlenemiyor; çünkü sistem onları borçla boğuyor, umutsuzluğa sürüklüyor” dedi.

“Gelinlik Mankende Kaldı, Umut Asgari Ücretin Altında”

Tümenci, Mahmut Arıkan’ın TBMM kürsüsüne yerleştirdiği gelin ve damat mankenlerinin derin bir mesaj taşıdığını belirterek şöyle konuştu:
“O mankenler, aslında bu ülkedeki yüz binlerce gencin hayalini temsil ediyor. Ancak ne yazık ki o hayaller vitrinlerde kalıyor. Asgari ücretle geçinen, hayat pahalılığına karşı mücadele veren gençler için bir yuva kurmak artık sadece manevi değil, maddi olarak da erişilemez durumda.”
Tümenci, yapılan tek seferlik desteklerin yetersizliğini vurgulayarak, “150 bin liralık evlilik desteği açıklandığında umut verici görünmüştü, ancak bu meblağ enflasyon karşısında anlamını yitirmiştir. Ayrıca bu destekten herkesin faydalanamaması da eşitsizliğin başka bir boyutudur” dedi.

“Adalet Herkese Eşit Uygulanmadıkça Hukuk Devleti Olmaz”

Konuşmasında yargının siyasallaşmasına da değinen Cebrail Tümenci, muhalefet belediyelerine yapılan operasyonlara dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Yargı, muhalefet söz konusu olduğunda hızla harekete geçiyor ama iktidara yakın isimler için hiçbir adım atılmıyor. Elazığ Belediyesi’ne 539 milyon lira karşılığında araç kiralandığı iddiaları belgeleriyle ortada. Fakat ne hikmetse kimse hesap vermiyor. Hukuk, kime yakın olduğunuza göre çalışmamalıdır. Aksi takdirde bu, bir adalet sistemi değil, bir tahakküm aracıdır.”
Tümenci, muhalif belediye başkanlarının kolaylıkla görevden alınabildiği, fezlekelerle milletvekillerinin sindirilmeye çalışıldığı bir ortamda demokrasinin temel değerlerinin tehdit altında olduğunu da sözlerine ekledi.

“Türkiye, Kutuya Mahkûm Değil; Değişim Kaçınılmaz”

Cebrail Tümenci, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“Genel Başkanımız Sayın Mahmut Arıkan’ın dediği gibi; Türkiye ayakkabı kutularına da, baklava kutularına da mahkûm değildir. Biz, halkımız için çalışan, adaleti önceleyen ve gençlerin yükünü paylaşan bir siyasi anlayışın temsilcisiyiz. Muğla’dan Türkiye’ye sesleniyoruz: Bu düzen değişecek. Gençlerin umudu, emeklinin onuru, çalışanın alın teri bu topraklarda yeniden değer görecek.”