Gürban, asgari ücretin yalnızca ekonomik bir parametre olarak ele alınamayacağını vurgulayarak, bu düzenlemenin milyonlarca çalışanın yaşam standardını, aile düzenini ve toplumsal dengeyi doğrudan etkilediğini belirtti. “Açıklanan asgari ücret, enflasyon ve zorunlu yaşam giderleri karşısında kısa sürede etkisini yitirmektedir. Bu durum, ücret politikasının çalışanı koruma işlevini yerine getiremediğini göstermektedir” değerlendirmesinde bulundu.

“Reel Alım Gücü Esas Alınmalıdır”

Asgari ücret artışlarının nominal düzeyde kalmasının yanıltıcı olduğunu ifade eden Gürban, ücretlerin reel alım gücü üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Vergi yükü, barınma, gıda ve enerji maliyetlerindeki artışların ücret artışlarını hızla erittiğine dikkat çeken Gürban, “Çalışanın cebine giren gelir artmıyorsa, açıklanan rakamların toplum nezdinde bir karşılığı kalmaz” dedi.

“Çalışma Barışı ve Sosyal Adalet Zedeleniyor”

Mevcut ücret politikasının çalışanlar açısından belirsizlik ve güvensizlik yarattığını belirten Gürban, bunun çalışma barışını ve sosyal adalet duygusunu zedelediğini ifade etti. “Tam zamanlı çalışan bir vatandaşın yoksulluk riskiyle karşı karşıya kalması, kabul edilebilir değildir. Asgari ücret, geçim güvencesi sağlayacak bir düzeyde belirlenmelidir” şeklinde konuştu.

“Kalıcı ve Öngörülebilir Bir Ücret Politikası Şarttır”

Ücret belirleme sürecinin kısa vadeli yaklaşımlarla yönetilmesini eleştiren Gürban, kalıcı, öngörülebilir ve adil bir ücret politikasına ihtiyaç olduğunu vurguladı. “Asgari ücret her yıl tartışma konusu olmaktan çıkarılmalı; çalışanı enflasyona karşı koruyan, sosyal devlet ilkesine uygun bir zemine kavuşturulmalıdır” dedi.
Açıklamasının sonunda İYİ Parti’nin yaklaşımına değinen Mehmet Mustafa Gürban, “Emeği merkeze alan, alım gücünü reel olarak koruyan ve toplumsal adaleti güçlendiren bir ekonomik düzen mümkündür. İYİ Parti olarak bu anlayış doğrultusunda sorumluluk almaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadeleriyle değerlendirmesini tamamladı.