|
Tweet |
Görmez, yaptığı açıklamada gıda, kira, ulaşım ve enerji başta olmak üzere temel harcama kalemlerindeki artışın, ücret artışlarını kısa sürede etkisiz hale getirdiğini belirterek, “Asgari ücret artışı, oran olarak ifade edildiğinde anlamlı gibi görünse de vatandaşın günlük hayatında karşılığı yoktur. Emekçi, maaşını almadan geçim hesabı yapmak zorunda kalmaktadır” dedi.
“Şeffaf ve Katılımcı Bir Süreç Şarttır”
Asgari ücretin belirlenme sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Görmez, sosyal diyalogun gerçek anlamda işletilmediğini vurguladı. İşçi temsilcilerinin sürece etkin katılımının sağlanmadığı bir yöntemin, toplumsal uzlaşıyı zedelediğini ifade eden Görmez, karar alma mekanizmalarının daha şeffaf ve katılımcı hale getirilmesi gerektiğini dile getirdi.
“Asgari Ücret, Yoksulluk Sınırının Altında”
Asgari ücretin bir geçim ücreti olması gerektiğini vurgulayan Görmez, açıklanan rakamın yoksulluk sınırının altında kaldığını belirtti. Vergi yükü ve dolaylı kesintilerin çalışanların gelirini daha da daralttığını kaydeden Görmez, ücret politikalarının sosyal devlet ilkesiyle uyumlu biçimde yeniden ele alınması çağrısında bulundu.
Açıklamasının sonunda Görmez, Demokrasi ve Atılım Partisi olarak emeği merkeze alan, adil ve sürdürülebilir bir ekonomi anlayışını savunmaya devam edeceklerini belirterek, “Asgari ücret, günü kurtaran değil; çalışanı geleceğe güvenle taşıyan bir yaklaşımla belirlenmelidir” ifadelerini kullandı.